NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
عُثْمَانُ
بْنُ أَبِي
شَيْبَةَ
وَمُحَمَّدُ
بْنُ
الْعَلَاءِ
قَالَا حَدَّثَنَا
عَبْدُ
اللَّهِ بْنُ
الْمُبَارَكِ
حَدَّثَنَا
يُونُسُ بْنُ
يَزِيدَ عَنْ
أَبِي عَلِيِّ
بْنِ يَزِيدَ
عَنْ
الزُّهْرِيِّ
عَنْ أَنَسِ
بْنِ مَالِكٍ
قَالَ
قَرَأَهَا
رَسُولُ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
وَالْعَيْنُ
بِالْعَيْنِ
Enes b. Malik'den
rivayet olunduğuna göre;
Resulullah (s.a.v) şu
ayet-i kerimeyi okudu ve (içerisinde bulunan) ...kelimelerini "elaynü
bilayni" şeklinde okudu.
İzah:
Tirmizî, kıraat
Metinde geçen gaibe zamirinin
bir mercii olması gerekir. Ancak zahirde bir mercii olmadığına göre, söz
konusu, zamirin merciinin Hz. Enes'in zahrinde tuttuğu bir ayet-i kerime olması
icabeder. Hadisin sonunda geçen
kelimesine
bakılırsa Hz. Enes'in
zihninde tuttuğu ayetin şu ayet-i Kerime olması gerekir: "Onda"
(Tevratta) onlara; cana can, göze göz, buruna burun, kulağa kulak, dişe diş ve
yaralara karşılık kısas (ödeşme) yazdık.”[Mâide 45]
Kisâî, ayet-i kerimede
geçen "Elayn" kelimesinin ve onu takip eden "Elenf",
"el-üzün", "es-sinn", "el-cüruh" kelimerinin son
harflerini ötreli okumuş. İbn Kesir, Ebu amr ve Abu Amir ise, sadece
"el-cüruh" kelimesini ötreli olarak okumuş, İbn-i kesîr, Ebû Amr ve
Ebû Âmir ise sadece el-curûh kelimesini ötreli olarak okumuş geri kalan kıraat
imamları ise bu kelimelerin tümünü üstünlü okumuşlardır.